Alahan Manastırı: Anadolu’nun Saklı Hazinesi
Anadolu’nun gölgede kalmış şahane bir doğanın içinde saklanmış bir başka hazinesi, Alahan Manastırı.
Mersin’in Mut İlçesi sınırlarında Karaman’ı Akdeniz’e bağlayan karayolu üzerinde, Orta Toroslar’ın Göksu vadisine bakan yamacında 1250 metre yükseklikte adeta bir kartal yuvasını andıran Anadolu’daki en büyük Rum Ortodoks manastırı olan Alahan Manastırı var.
Mardin Midyat’taki Süryani manastırı Mor Gabriel ile kıyaslandığında zamanı, yani 5’nci yüzyıl itibariyle çok daha büyük, en meşhur Rum Ortodoks Manastırı Trabzon Sumela Manastırı ile kıyaslandığında zamanında çok daha ihtişamlı ve büyük olduğu hemen anlaşılıyor.
Evliya Çelebi’nin “Ustasının elinden yeni çıkmış gibi duruyor” diye tanımladığı bu ihtişamlı manastırın 17’nci yüzyılda sapasağlam olduğu anlaşılıyor.
Manastırda ki en büyük ve ihtişamlı yapı, İncilciler Kilisesi kendi başına büyük bir Bazalika, hem Sumela’da hem Mor Gabriel’de bugün bile bu boyutta büyük bir kilise yok.
Manastırı da içine kapsayan bugünkü Mut, Ermenek ve Karaman’ın Torosları kapsayan bölgelerinin genel adı antik dönemde İsauria’ydı.
İsaurialılar savaşçı güçlü bir toplumdu, Bizans döneminde güçlerini koruyan İsauriaların liderlerinden Rusumbladalı Trasikodisa (Rusumblada bugünkü Ermenek Büyükkarapınar Köyü) adamlarıyla birlikte Konstantinople gelerek Zenon adını almış ve İmparator Leon’un kızıyla evlenip saraya girerek Bizans İmparatoru oldu.
Manastır İsaurialı İmparator Zenon döneminde, 440 – 442’de inşaa edildi ve Manastırın kurucusu Terasis adlı bir keşiştir.
Alahan Manastırı birbiri ardına sıralanmış 8 bölümden oluşuyor:
- 1- Mağara Kilise
- 2- İncilciler (Batı) Kilisesi
- 3- Vaftizhane
- 4- Doğu Kilisesi
- 5- Sütunlu Yol
- 6- Keşiş Odaları
- 7- Mezarlık
- 8- Avlu-Hamam
Manastırın en özel ve sanatsal açıdan en değerli bölümü hiç şüphesiz ki Batı Kilisesidir, kapısının üzerindeki Hz. İsa, 4 İncil Yazarı ve Tevrat’ta geniş yer tutan Ezekiel’in vizyonu (İslam’da Hizkil veya Üzeyir peygamber diye de bilinir), Aziz Pierre, Aziz Paul, Mikail ve Cebrail’le ilgili kabartmaları nedeniyle İncilciler Kilisesi olarak da adlandırılır.
Vaftizhane’nin zemindeki haç biçimindeki vaftiz havuzu oldukça ilginç ve harikulade güzel.
Manastırın en doğusundaki, Doğu Kilisesi kubbeli kiliselerin öncülerinden biri olarak kabul ediliyor ve manastırın günümüze en iyi durumdaki ulaşmış bölümüdür ve restorasyonu devam ediyor.
Manastırı tarihi boyunca pek çok yağmaya ve saldırıya uğruyor, özelikle 7’nci yüzyılda Arap Akınlarında ağır hasarlar aldığına inanılıyor fakat her defasında ayağa kaldırılarak varlığını sürdürüyor.
Evliya Çelebi’nin yazdıklarında anlaşılacağı gibi 17’nci yüzyılda sapasağlam ayaktayken 18’nci yüzyıldan sonra bölgede yavaş yavaş azalan ve farklı bölgelere göçen Hristiyan nüfusun etkisiyle eski ihtişamlı gücünü mali açıdan da kaybeden manastırın, deprem, sel gibi doğal afetler sonrası yeterince restorasyonların yapılamamış olması neticesinde zamana direnemediği de anlaşılıyor ve elbette kaçak kazı yapan defineci adı verilen tarih ve doğa düşmanı hırsızların manastıra verdiği zararı da unutmamak gerek.
Alahan Manastırı’nin ilk arkeolojik kazıları 1952-1973 yılları arasında İngiliz Arkeolog Michael Gough tarafından yapılıyor ve restorasyon çalışmaları halen sürüyor.
Anadolu’nun Kadın Hükümdarı Olba Kraliçesi ABA