Antik Edessa’nın Şanlıurfa’ya armağanı; Haleplibahçe Mozaikleri ve Amazonlar!
Şanlıurfa Müzesinde sergilenen Amazon Mozaiği M.S. 5. yüzyıla tarihleniyor ve o dönemki adı Edessa olan Şanlıurfa’nın ihtişamlı geçmişinin Roma Döneminde de ne kadar görkemli olduğunu gösteriyor.
Şanlıurfa merkezde, Balıkligöl’ün hemen yakında 2007 yılında Haleplibahçe’de yapılan kazılarda gün yüzüne çıkarılan mozaik aynı yerde bulunan diğer mozaiklerle birlikte Haleplibahçe Mozaik Müzesinde sergileniyor ve Haleplibahçe Mozaik Müzesi ile Şanlıurfa Müzesi aynı sitede yan yana olduğu için bu iki müze sadece koleksiyonlarındaki eserlerle değil yan yana oluşlarıyla da ülkemizin en özel müzelerindendir.
Amazon Mozaiği diye adlandırılan bu mozaiğin en önemli özelliği 4 Amazon kraliçesinin isimleriyle beraber avlanırken tasvir eden dünyadaki tek örnek olmasıdır.
Bu Amazon Kraliçeleri; Hippolyta, Antiope, Melanippe ve Penthesileia’dır.
Bu özelliğine ilaveten Haleplibahçe mozaikleri kullanılan teknik, sanatsal unsurlar ve Fırat Nehri’nden alınan taşlardan yapılmış olması nedeniyle kendilerinden 300-400 yıl önce yapılan Zeugma ve Antakya mozaikleriyle birlikte dünyanın en nadide mozaikleri arasında sayılıyor, mozaik büyük ölçüde zamana, sel ve deprem gibi doğal felaketlere yenik düşmesine rağmen özellikle Amazon Mozaiğinin günümüze sağlam gelen öğelerinden Yaralı Aslan’da sanatsal ve teknik üstünlük çok bariz bir şekilde kendisini gösteriyor.
Kimin hangi Amazon Kraliçesi olduğunun daha iyi anlaşılması için fotoğrafları numaralayarak açıklayacağım:
Foto-5: Mozaiğin sol üst kısmında Hippolyta var. Kılıcını bir panterin boynuna saplıyor, Hippolyta’nın bir köpeği aynı pantere saldırırken, diğer köpeği devekuşuna saldırıyor.
Foto-6: Boynunda kanlar içinde ağır yaralı bir aslan, avcı Amazon kraliçesi Hippolyta’nın avlanma sahasından uzaklaşmaya çalışıyor. Hayvanın acısı ve gözlerindeki korku, gerçek bir avdaki gibi kusursuz bir şekilde mozaikte tasvir ediliyor ve bu sahne sanatın gücünü, mozaiği yapan sanatçının becerisini, hünerini ve 5. Yüzyıl Romalı sanatçıların standartlarını bu sahne kusursuz bir şekilde gösteriyor.
Hippolyta, Yunan Mitolojisinde Savaş Tanrısı olan Ares’in kızıdır; Hippolyta’nın altın kemeri Herkül’ün 12 Görevinden dokuzuncusuydu, Herkül Amazonların kendisine saldırmasıyla yakalamak istediği Hippolyta’yı öldürdü ve kemerini aldı. Hippolyta atları çözen anlamındadır, tabiki savaşlarda hücuma kalkan süvariler kasdediliyor.
Foto-3: Hippolyta’nın hemen altındaki kraliçe Melanippe’dir, av partisinde at sırtındadır, Frigya şapkası ve kırmızı cübbe giyer, mızrağını bir aslana doğru uzatır. Melanippe, Hellen’in oğlu Aeolus’un kızıdır. Herkül Hippolyta’yı öldürdüğünde Melanippe’yi de yakalamıştır.
Foto-4: Antiope olduğu düşünülen Amazon kraliçesi, nehirler tanrılarından Asopus’un kızıdır. Antiope, sağ üst köşede, ‘labrys’ olarak bilinen iki ucu keskin bir balta kullanarak kimliği belirsiz bir vahşi hayvanla mücadele ederken tasvir edilmiştir.
Foto-2: Bir diğer atlı Amazon kraliçesi Penthesilea, bir pantere karşı gergin bir yay ile ok atıyor ve süslü, başıboş bir atın üzerinde tasvir ediliyor. İki vahşi hayvan onun önünde birbirleriyle mücadele ediyor. Penthesilea’da, savaş tanrısı Ares’in kızıdır. Truva Savaşı’nda Truva’nın yanında yer almış ve Kral Priamos’un yanında savaşa katılmış ve Akhilleus tarafından öldürülmüştür.
Bu şahane mozaiğinin kenar bordürlerinde, Eros’un yanısıra geometrik motifler, floral desenleri, güvercin, sincap, ördek, keklik, ceylan gibi hayvanlara yer verilmiştir.
Şanlıurfa Arkeoloji ve Haleplibahçe Mozaik müzelerini mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ediyorum, ben bir mozaiği tanıtmak istedim ama Orpheus ve Ktisis gibi bir birlerinden güzel ve değerli mozaikler müzede sizleri bekliyor.
Metin Yılmaz – NationalTurk
Turist Rehberliği Yabancı Dilsiz, Tur Otobüsü Rehbersiz Olmaz!