Beşiktaş Jimnastik Kulübü 116 yıllık bir kulüptür. Tarihsel süreç içinde, ülkenin kurtuluşuna ve yeniden kurgusuna Fenerbahçe ve Galatasaray ile birlikte önemli katkılar sunmuştur.
Tarihsel misyonunun ona yüklediği sorumluluğu gelip geçici değil, aksine, bir dünya markası olması üzerine hem ekonomik anlamda hem de sportif kurgu ve başarı anlamında bir güç olması gerekmektedir.
1980 sonrası ve onu takip eden yıllar içinde, var olan kültürel ve düşünce kodlarının bertaraf edilerek yozlaştırılmasıyla ortaya çıkan gayri ahlaki kurgu, tüm ülke kaynaklarının bertaraf edilerek kişisel çıkar uğruna kazanımların heba edilmesine neden olmuştur.
‘Rant’ kurgusu, kolay para kazanma yolunun icadıdır. Bu kurgu, insanların emek vererek üretme saygınlığını kaybederek, kolay para kazanma etabına geçmelerini sağladı. ‘Ahlak’, okulda not almak için çalışılan bir ders olma özelliğinden bile çıkartılarak hiç bir anlam ifade etmeyecek duruma indirgendi.
Şimdi artık kayış tutmuyor.
Kulüplerin borçlandırılması ve artık maaş ödeyemeyecek duruma gelmesinin arkasındaki kurgu bu yozlaşmanın yansımasıdır.
Şeref Bey’in, Baba Hakkı’nın ve Sayın Seba’nın o tarihsel değerlerin tamamına sahip çıkmaları, korumaları sayesinde her türlü kişisel çıkar uğruna yozlaştırılmalarına rağmen, bu değerler günümüze kadar gelmiştir.
Bu demokratik teamüller içinde, haksız maç kazanma yok, hak yemek yok, haksız kazanç yok… Sevgi var, saygı var, hoşgörü var, dürüstlük var, ahlaklı insan olma hedefi vardır.
‘Rant’ kurgusunun ortaya çıkmasıyla beraber, tüm bu değerler maalesef açık pozisyona düşürülmeye ve yüz yıldan beri korunup bugünlere getirilen bu teamüller mutasyona uğratılmaya çalışılmaktadır.
Ve çatışarak (!) hâlâ zorluyorlar.
Artık süreç kişilerin beklenti ve çıkarlarını kulübün çıkarlarının üzerine koyacak duruma kadar geldi.
Beşiktaş Kulübü’nün gerçek sahibi taraftarıdır. Onların temsilcileri de Genel Kurul üyeleridir. Genel Kurul üyeleri aynı zamanda taraftar kimliği taşıdıklarından dolayı, onların sahip oldukları sorumluluk milyonları temsil ettiğinden verecekleri kararın sorumluluğu bu kadar da büyük olacaktır.
Hürriyet gazetesinin 16 Nisan 2019 tarihli spor sayfasındaki Beşiktaş Kongresiyle ilgili haber çok ilginç olmakla beraber, içinde birtakım tehlikeleri de saklamaktadır.
Haberin en ilginç yanı; “Fikret Orman’ın bırakma ihtimaline karşı…” diye bir ön başlık atılmasıydı. Çünkü Demirören ve Orman birbirlerini kollayarak ve koruyarak buralara kadar geldiler. Demirören’in üst akıl tarafından yönlendirilmesi sonucu açıkça Orman’a çekilme telkininde bulunmaktadır.
Adım adım Beşiktaş üstüne bir proje uygulanmaya çalışılmaktadır.
Haberin diğer yanı başkan adayı için üç isimden bahsediliyor. Hürser Tekinoktay, Ahmet Nur Çebi ve İsmail Ünal.
Ahmet Nur Çebi katılmayacağını açıklamasına rağmen, İsmail Ünal’ın hiç ortalıkta dahi olmamasına rağmen adlarının geçmesi çok ilginç. Sanki, bu isimlerin arkasında başka bir isim saklıyorlar gibi bir durum var!
Burada gerçek bir aday ismi var o da Hürser Tekinoktay’dır. Hürser Tekinoktay’ı da Divan Kurulu üzerinden, yüzlerce aday gösterme dilekçelerinin alınmamasına yönelik bir stratejiyle engellenmeye çalışılması çok düşündürücü. Ki bu kaygı da onun ciddi bir aday olduğunu gösterir.
İlginç olan, aynı zaman dilimi içinde, araka planda sosyal medya üzerinden Ethem Sancak’ın açıklamaları. “Orman aday olmazsa çıkarım” demeci, gazetedeki bu haberin arka tarafı için sanki bir denge oluşturuyor.
Ve Fikret Orman yok durumunda.
Eğer 30 Nisan’da Hürser Tekinoktay engellenip, Orman’da adaylıktan çekilirse Ethem Sancak tek aday olarak yarışa girer!
Yüz yıllık bir kulübün geldiği durum çok tehlikeli bir süreç içinde.
Yüz yıldır kendi demokratik teamülleri içinde başkan seçen BJK, eğer bunun dışına çıkartılarak bir dayatmaya maruz kalırsa, kulüp kimliğini kaybetmekle beraber, arka planda daha farklı ekonomik ilişkiler içine sokulabilecek duruma maruz kalabilecektir. Kimse bunun garantisini veremez.
Beşiktaş milyonların takımıdır proje takımı değildir.
Müslüm Gülhan / NationalTurk
Kaynak: NationalTurk