Kategoriler Spor

Futbol kimin için oynanıyor?

NationalTurk yorumcusu Müslüm Gülhan’ın bu haftaki “Futbol kimin için oynanıyor?” başlıklı yazısı;

1996 yılında, dijital yayıncılığın futbol maçları için ihaleye girip ciddi meblağlar ödemesiyle birlikte, futbola olan iştah futbolun kendi beklentileri içinden değil de çevre dinamiklerden gelmeye başladı.

1996 öncesinde kendi yağıyla kavrulması ve sahip olduğu kültür değerleri üzerinden yürümesi, futbolun candan sevilmesine neden oldu.

İnönü ve Ali Sami Yen statlarındaki maçlarda, seyircinin yarı yarıya olması aynı zamanda rekabetin canlı ve güncel olarak kalmasına neden oldu.

Bu rekabet duygusundaki temiz talepler ve karşılıksız sevgi değerleri artık bir özlem olarak içimizde kaldı.

Bunları kaybetmeden değişimi sağlamak olması gerekendi ki bu her şeyin korunması anlamına gelecekti.

Her şeyi kaybettik!

İnsanlığımız içindeki temiz olan ne varsa kaybettik.

Renkleri, desenleri, kültürleri, idolleri ve saygıyı kaybettik.

Değişim olarak adlandırılan süreç, var olanı yok etme üzerine kurgulanmaz. İçinde aynı kesitin dinamiklerini korumak vasıtasıyla yeni kurguları eklemek anlamına gelir. Bu oran zaman içinde değişebilir, önemli olan diyalektik kurgunun devamlılığıdır.

Gelinen yer ise; değişim kurgusunun dinamikleriyle bağdaşmayan ve tamamen deforme edilmiş ‘nema’ ve ‘rant’ üzerine kurgulanmış bir yapı.

Bu kurgunun oluşmasına neden olan insan profilleri zaten ne olması gerektiğinin cevabını veriyor.

Bu profiller başkan olabilir, kulüp yöneticileri olabilir, teknik direktör olabilir, köşe yazarı olabilir, menajer olabilir, MHK başkanı olabilir, TFF başkanı olabilir.
Elde edilen başarı ve başarısızlıkları sağlayan tüm oluşumlara baktığımızda, hiçbirinin futbolun veya sporun kendi koşulları içinde gerçekleşen etkilerin sonucunda olmadığını çok rahat görüyoruz.

Hüsnü Güreli’nin Galatasaray’ın şampiyonluk kupa törenindeki tavrında, ortaya çıkan fotoğrafın içeriği burada saklıdır. Ve iyi bir örnektir.

“Türkiye Varlık Fonu’nun (TVF) 2017 bağımsız denetimini Baker Tilly Güreli Yeminli Mali Müşavirlik yapacak. Ticaret Sicili’nde geçen adıyla Güreli’nin denetleyeceği TVF, 40 milyar dolarlık kamu sermayeli şirket/banka portföyünü elinde tutuyor.

Kamu şirketlerini yöneten bir şirketin, özel şirket tarafından denetlenmesi… Kendi yönetim pratiğimizde benzeri olmayan bir süreçten söz ediyoruz. Yönetim Kurulu Başkanı avukat Hüsnü Güreli, aynı zamanda Türkiye Futbol Federasyonu Başkan vekili, icra kurulu üyesi. Camiada Beşiktaş’ı halka arza hazırlayan isim olarak da tanınıyor.” Çiğdem Toker’in köşe yazısından alıntı.

650 milyon avro piyasa değerine ulaşan Süper Ligin barındırdığı iştah, buralardaki kurgunun artık siyasi yapının dışına çıkmasını imkânsız hale getiriyor.

Nihat Özdemir’in TFF başkan adayı olmasının gerekçesi sanırım Özdemir’in spor yöneticiliği bilgisine dayanan donanımlarında saklı değildir. Belki şu ilişkide saklı olabilir: “Dünya Bankası verilerine göre altyapı yatırımlarında en fazla kamu ihalesi alan şirketlerin başında Limak Holding geliyor.”

Siyasi kurgunun futbol üzerindeki etkisi; artık, TFF başkanlığı için masa başındaki sonucun genel kurulda tatbiki şeklinde olmasını sağlıyor. Herkes bunun içinde bir figür olmaktan öteye gidemiyor.

Sistem kendi figürlerini yaratır.

Abdürrahim Albayrak da bu figürlerin günümüz kurgusu içindeki en etkili ismidir. Söylemlerinin ve tepkilerinin dayanağında da sistem içinde elde ettiği özgüvenin karşılığı var. Çünkü, esnaf profilindeki bir kişi sağladığı avantajları kaybetmeyi kabul etmez, sadakatinin karşılığının verilmesi onun için olmazsa olmazdır.

Fenerbahçe’nin Emre hamlesiyle Beşiktaş’ın Abdullah Avcı hamlesini böyle değerlendirmek gerekir. Herkes ve her kulüp masa başında mevzi kazanıp mıntıka temizliği yapmak istiyor.

Sahadaki oyunun sadece masa başının bir kurgusu olduğunu artık herkes kabul etti.

Türkiye futbolu yöresel şampiyonluğun içine sıkıştırılarak kullanılan araç haline getirildi. Teknik ve taktik yetersizliğine karşı seçilen isimlerin bu amaca uygun ilişkileri (!) belirleyici konuma geldi.

Herkese hayırlı olsun.

Müslüm Gülhan / NationalTurk

Kaynak: NationalTurk

Paylaş
Yayınlayan:
NationalTurk