Tekinoktay’ın açıklamalarından bölümler şöyle;
“Geçen sezon başlayan kriz hala devam ediyor. biliyorsunuz parası ödenmeyen bir sürü futbolcu vardı. Bu durum bize olumsuz yansırken rakiplere de olumlu yansıdı. Örneğin Babel. Saha içindeki kriz devam ediyor. Küçülerek devam ediyor. Yaş ortalaması olarak değil vizyon olarak küçülerek.
Fikret Orman’ın Quaresma hakkındaki açıklamaları bir kulüp başkanının görevden ayrılması için yeterli bir sebeptir. Siz üç dönem adamın parasını ödememişsiniz, adam da paramı verin diye tebliğ etmiş. Usulü neyse onu uygulamış. Bir spor kulübü başkanı sırf bu sebeple futbolcuyu gönderme kararı alamaz.
Şu veya bu şekilde iyi giden, denk gelmiş, iyi bir çıkış yakalamış takımı yönetim kurulu maalesef indirmek için her şeyi yaptı. Talisca olayı da skandaldı. Siz bu işi iyi bilen adamların pilot takımı oldunuz.
Biz seçime son gün mahkeme kararıyla girdik. Bizi seçime sokmak istemeyen bir statüko vardı. Müthiş performans gösterdiler, oyunlar yaptılar. Fikret Orman da mahkeme kararı gelene kadar sessizleri oynadı. Ben onun yerinde olsam rakibimin sahaya çıkmasını eşit şartlarda rekabet etmesini isterdim.
Spor farklı bir şey. Sporun içinden gelenler bunu anlar. Siz yarışmak, maç oynamak istersiniz. Hükmen galip gelmek istemezsiniz. Sporun dışından gelen insanlar kolay galibiyetler isteyebilir bu doğaldır.
Tevfik Yamantürk diyor ki ‘Reklam yapmak için aday oluyorlar”. E sen kendi reklamını yapmak için mi seçime girdin Divan Başkanı oldun? Biz Süleyman ağabeyden aldığımız kültürle işin şov yanını, popülist yanını sevmeyen insanlarız. Biz öyle büyüdük.
Eğer biz 6500-7000 kişiyi sandığa getirebilseydik seçimi kazanırdık. İnsanlar umutsuzdu. Birçok kişiyle seçim sonrası görüştüğümde Fikret Orman’a çok kızgın olduğunu, oy kullanmaya gelmediğini söyledi. Toshack bizi medyada birinci sıraya oturturdu. Dolayısıyla yarış var gelin sloganıydı bu. Bizim birinci kaybımız olumsuzluklar neticesinde seçim kampanyalarımızı çalışır vaziyette kullanamamamız oldu. İkincisi 2 bin ila 2 bin 500 organize hareket eden gruplar gördük kongrede. Bunun çözümü çok basit. Halka açacaksınız. Biz ne dedik? 4B Büyük Beşiktaş projesi dedik. Başkanı 100 bin kongre üyesi seçerse o organize hareket eden 3-4 bin kişi sinek gibi kalır. Türkiye’de cumhurbaşkanını halk seçiyor, Beşiktaş başkanını otellerde ağırlanan bin 500 kişi seçiyor.
Galatasaray Beşiktaş maçında başkanın tribünde olmadığını gördüm ve bir arkadaşımı aradım. Başkan yok mu dedim yok dedi. Maçı kaybedeceğimizi anladım. Beşiktaş başkanı konuştuğu zaman Türkiye’de bir numaralı gündem olur ve sarsar ortalığı. Öyle zırt pırt konuşmaz.
Ecevit Kılıç’ın, Lube Ayar’ın kitabını, Tuncay Özkan’ın yazılarını okuyun. Türkiye’de maçların nasıl manipüle edildiğini göreceksiniz. Türkiye’de hakemler hapis yatmadı mı? Ordu hakemleri görevden almadı mı? Çomak sokacak adama sistem zaten direniyor. Medya çıkartmıyor, onu yapmıyor bunu yapmıyor. Sistem çomak sokmayacak adamı alıyor.
Kulüp kötüye gidiyor ve mutlaka birilerinin yönetime talip olması lazım. Camianın büyüklerinden de bize teveccüh gösterenler oldu. Çık, ne zaman çıkacaksın diyorlardı. Beşiktaş’ın ihtiyacı olduğu her zaman biz buradayız. Nerede ne ihtiyacı varsa. Çok değerli projelerimiz var. Mevcut yönetim bu projelerden istifade etmek isterse biz destek oluruz, arkadaşlarımız onlarla çalışsın dedik. O projelerinin hepsinin arkasında değerli arkadaşlarımız var. Ama yönetim sahip çıkmıyor. Biz bu işbirliğini dürüst ve güvenilir insanlarla yapabiliriz.
Fulya davası hikayesi 2005’te başladı. O zaman antrenörlüğü bıraktıktan sonra BirGün gazetesinde yazıyordum. Ben davayı 10 yılda anlayabildim. İmar işi imar rantı bilmediğimiz işti. 14 yılda edindiğimiz bilgiyi burada 14 dakikada anlatmak mümkün değil. Fulya projesi Beşiktaş’ı Real Madrid’le yarıştıracak bir projeydi, heba oldu. Hem bir önceki dönem hem ondan önceki dönem hem de şimdiki yönetim bunu elbirliğiyle heba ettiler. Bir önceki dönemden kastım 2000 sonrası. Çünkü o dönemin genel sekreteri İsmail Ünal Beşiktaş Belediye Başkanı oldu. Sonra Yıldırım Demirören ve Fikret Orman dönemleri. Hepsi bu projenin canına okudular. İlk günden beri kazanacağımıza emindim. Kazandık, kayıplarımızı bertaraf etme şansımız var. Bunun için bunu yapmak isteyen bir iradenin olması lazım. Ama mevcut yönetim, Beşiktaş kulübünün lehine olabilecek her şeyin karşısına geçip itiraz etti. Beşiktaş’ın kazandığı davalara itiraz etti. Hesap soracağım dediği bir süreçte hesabın sorulmasını sağlayacak duruma itiraz etti. Bana kalırsa Fulya’da Beşiktaş’ın 100 milyon doların üzerinde kaybı var. O projenin yüzde 67’si bizde olsaydı, oradan her yıl gelecek gelir bizim yabancı transferlerimize harcadığımız paranın yarısından fazlasını karşılardı.
Kimle çalışacağız? Başka Süleyman Seba, Beckenbauer var mı? Biz diyeceğiz ki takımın teknik kadrosu Beşiktaşlılardan oluşsun. Onlar diyecek ki hayır biz Orhan Ak’ı getiriyoruz. Böyle mi çalışacağız?”
Kaynak: Beşiktaş Postası