NationalTurk yorumcusu Metin Yılmaz, Münevver Karabulut cinayeti ile gündeme gelen sözde Mayasız Ayini hakkında yanlış bilinenleri yazdı. Mayasız Ayini nedir?
Münevver Karabulut cinayeti davasında mağdur ailenin avukatı Rezan Epözdemir, Fatih Altaylı’nın YouTube kanalına konuk oldu ve yaptığı açıklamalarla gündeme bomba gibi düştü. Epözdemir, cinayetin sebebiyle ilgili mahkeme heyetinin 4 ihtimal üzerinde durduğunu anlatırken Yahudilerle bağdaştırarak Mayasız Ayininden bahsetmesi büyük eleştirilere neden oldu.
Rezan Epözdemir: Mayasız Ayini İhtimallerden Biri
Epözdemir Fatih Altaylı’nın programında konu ile ilgili şunları söyledi:
“Yargılama sırasında bir tartışma oldu. Mayasız ayini. Cezayir asıllı aile, Yahudi kökenli. Osmanlı döneminde de birçok Yahudi ailenin infaz edilmesinin sebebi buymuş. Mayasız ayini nedir? 18 yaşına gelmiş bir erkek, bakire bir genç kızı katledip rüştünü ispat ediyor. Böyle bir ayin türü var. Dosyaya da girdi, mahkeme de bunun üzerinde durdu.
Bakire bir kız Bahçeşehir’de öldürülüyor ve babaannenin evinin önüne götürülüyor. Acaba bu mu?
İkinci senaryo: Acaba ailenin bir sırrını mı öğrendi? Çünkü “Zeytinburnu sürtüğü” diye bir klasör yapmış. Zeytinburnu’ndan tanıştığı bir kızla yazışmalarını oraya koymuş Cem Garipoğlu. Hastalıklı bir ruh hali var. Münevver Karabulut ile olan yazışmalarını da koymuş. Orada diyor ki seni sevgimle boğacağım tüm Türkiye bizi konuşacak diyor. Senin için gitar çalmayı öğreniyorum, panjurları kapatacağım, sıkacağım, sıkacağım ve sevgimle boğacağım diyor.
Ailenin acaba bir sırrını mı öğrendi? Çünkü önceden planlanmış, testere önceden alınmış.
Üçüncü ihtimal: Maktule direnmiş. Tırnaklarında Garipoğlu ailesindeki erkeklere ait DNA örnekleri var. Cem’e kesin direnmiş. Acaba Cem tecavüz etmek istedi ona direndi de mi cinayet işlendi?
Dördüncü senaryo: Baba ve Cem birlikte yargılandığı için babanın da genç kızlara ilgisi olduğu söyleniyor. Acaba baba mı maktuleye bir şey yaptı? Bursiyerleri var, genç kızlara ilgisi olduğu iddiası var.
Mahkeme bu 4 ihtimal üzerinde durdu ama gerekçeyi somutlaştıramadı. Fakat Cem Garipoğlu avukatlarının yönlendirmesiyle haksız tahrikten faydalanmak için savunma yaptı. Dedi ki bir teğmenle mesajlaşmasını gördüm. Cinnet geçirdim ve onun üzerine konuşurken bıçağı sapladım ve sonrası geldi. Halbuki biz araştırdık kayıtlarda teğmenle konuşması yok o saat itibariyle.”
Peki Mayasız Ayini Nedir? Gerçekte Var mı?
NationalTurk yorumcusu Metin Yılmaz ise “Mayasız Ayini: Yahudilere karşı bitmeyen kin ve iftirada son hikâye” başlıklı yazısında bunun bir iftiradan ibaret olduğunu yazdı.
Yılmaz’ın yazısı şöyle;
Yahudilere karşı bitmeyen kin ve iftirada son hikâye; Mayasız Ayini!
Üstelik bir çok antisemist, içlerindeki Yahudi nefretini her fırsatta dışa vurmalarına rağmen, “benim zaten pek çok Yahudi arkadaşım var, çok severim” yalanınını da ihmal etmiyorlar!
Mayasız Ayini Nedir? Osmanlı Döneminde Var mıydı?
Mayasız Ayini diye bir töre Yahudilikte yoktur, buna Kan İftirası da denir ve baştan aşağı iğrenç bir iftiradır.
Bu iğrenç iftiranın temeli 12. yüzyılda Birinci Haçlı seferinde Hristiyanların Yahudiler ile ilgili görüşleri nedeniyle ortaya atılmış ve Avrupa’da zemin bulmuştur.
16. yüzyılda İspanya ve Portekiz’den Yahudileri kovmak için çok geçerli bir Engizisyon yalanı olmuştur.
Engizisyon ve Haçlı Seferlerinden de anlaşılacağı gibi Mayasız Ayini veya Kan iftirası Yahudilerin bir geleneği değil antisemitiklerin çok çirkin bir yalanıdır, bir kısım Müslüman ve seküler Türkler de bu iğrenç yalana ortak oluyorlar.
Yahudi düşmanlarının uydurduğu Mayasız Ayini’ne göre Yahudilerin Hamursuz Bayramı’nda hamursuz ekmeğinde genç bir Hıristiyan’ın kanını kullanmak için cinayet işledikleri söylentisi yayılırdı ve Avrupa’nın her yerinde ve hatta Osmanlı’da bile Yahudilere baskılar yapıp cinayetler dahi işlenirdi.
En yakın tarihte olanı 1901’de İzmir’de oluyor, Anastas Konstantin Kalikikopulo adlı 16-17 yaşlarında bir Rum delikanlı eve gelmiyor, kaybolduğu düşüncesiyle Kilise’ye başvuran endişeli anneye Rum Rahip oğlunun ölmüş olabileceğini söylemesi kötü niyetli Rumlar arasında Avrupalı Katoliklerden sirayet eden Mayasız Ayini dedikodusunun devreye girmesiyle İzmir Yahudiler ve Rumlar arasında patlayan bu gerginlikte sıkıntılı bir dönem yaşıyor, insanlar hayatlarını kaybediyor, dükkanlar iş yerleri zarar görüyor.
Bütün bu sıkıntılı günler kaybolan Rum çocuğun bir kaç gün sonra ortaya çıkmasıyla bitiyor.
Delikanlı ağabeyi ile tartışmış ve ağabeyine kızarak Urla’ya akrabalarının yanına gitmiştir ve hırsı geçince İzmir’e döndüğünde istemediği büyük olaylara sebep olduğunu görüyor ve neyse ki İzmir onun sağ salim dönüşüyle tekrar huzura eriyor.
İnsan bir kere düşünür, Yahudilik Hristiyanlık’tan neredeyse 2000 yıl daha önceden gelmiş bir dindir, durum bu iken Hristiyanlıktan önce Yahudiler Hamursuz Bayramı için kimi katlediyordu, Münevver Karabulut’un ailesinin avukatının iddiasına sevinçle sarılan ahalinin bir cevabı olsa gerekir?
Bir kere Yahudiler kayıtsız şartsız 10 Emir’e uyar ve öldürmek, cinayet işlemek dinlerinde yasaktır.
Kendi dinlerinin 10 Emrinden birini Yahudiler neden Katolik Engizisyon mahkemeleri ve diğer Yahudi düşmanları için kırsın ve cinayet işleyerek en büyük günahlardan birini işlesin?
Garipoğlu ailesinin kökenini bilmiyorum, ama sosyal medya cemaati ve medyanın kontrolünü elinde bulunduran günümüz gazetecilerine göre aile Yahudi ve Cezayir’den gelmişler fakat Yahudi ise Karacaahmet Müslüman mezarlığıdır, Cem Garipoğlu olduğu iddia edilen kişinin Müslüman mezarlığında ne işi var?
Sosyal medya cemaati ve gazeteciler bunu da sorgulamıyor ama sorsan hepsi Pulitzer’e değer gazetecilik yapıyorlar!
Peki ya hukuk ne durumda!? Çünkü iddiayı bir avukat Türkiye’nin gündemine soktu. Yorum yapmayacağım ama bir çok hukukçunun Yahudilik hakkında bilgilerinin olmadığını çıkarabiliriz.
Münevver Karabulut cinayetini sulandırıp Yahudilere iftira atarak ancak Garipoğlu ailesinin dilediği gibi farklı yönlere çekerek gündemden düşürürler, başka işe yaramaz ve çok korkunç bir cinayetle Yahudilere iftira atmakla da sadece antisemitik ruhlarını biraz daha çürütürler o kadar.
Yahudilerin ahlakını, özellikle ticari akıllarını, ahlaklarını ve İslam’da geçerli olan 10 Emir’e her Müslüman örnek alsa ve uysaydı, bugün çok modern ileri bir devlet, iftira ve yalanlar yerine ilim ve sanatın konuşulduğu saygın bir toplum olurduk!
İftira atmak ayıptır, nefret üzerine iftirayı yaymak ahlaksızlıktır, cahil olmak ayıp değildir ama cehalette ısrar etmek antisemitism gibi tedavisi olmayan bir hastalıktır.
Mayasız mayasız yalanlara sarılanlar bu adi yalanı iftiralarla soslayıp soslayıp kendileri yesin, kimse Yahudilere kara çalıp nefret saçmasın!
Metin Yılmaz – NationalTurk
Münevver Karabulut’un ailesine 37 bin lira tazminat
YUNANİSTAN KİRA GARANTİLİ GOLDEN VİSA PROJESİ
