Radyospor’da Spor Kazanı programında Özgür Sancar’ın canlı yayında sorularını yanıtlayan Ahmet Ürkmezgil’in açıklamaları şu şekilde:
İbra edilmeme noktasında cevap vermesi gereken kişi Fikret Orman başkandır. Kendisi gereken konularda gerekli aydınlatmayı yapar. Günlerden beri içim içimi yiyor. Ben 40 yaşından sonra bazı kişiler aracılığıyla Beşiktaşlı olmuş biri değilim. Doğuştan Beşiktaşlı bir kişiyim. 5 yaşında okula gitmiştim. 10 yaşlarındayken sene sonunda sınav yapıyorlardı. O zamanki öğretmenimiz bana Beşiktaş kadrosunu saydırmıştı heyecanım geçsin diye. Öyle bir Beşiktaşlıyım. Sosyal medyada yazılanları önemsemiyorum. Kimse Beşiktaşlılığımızı sorgulamasın. Beşiktaş ismi üzerinden şu anda konuşulanlar beni kahrediyor.
Mali girdaptan nasıl çıkılacağının konuşulması gerekirken, başka konular konuşuluyor. Hep olumsuz, hep negatif konular konuşuluyor. Mali sıkıntı olduğu doğrudur. Hakiki Beşiktaşlılar şu andaki durumdan ötürü kahroluyor. Tıpkı benim gibi. Beşiktaşlıların şu anda aynı çatı altında birleşmesi gerekiyor. Benim de içinde olduğum dönem için hukuki girişimler tabi ki yapılmalı. Ortalıkta konuşulan şeyler çok daha üzücü.
İbra konusuyla ilgili ilk gelen haberin şekli ilginçti. “Tüm yönetim ibra edilmedi” denildi sonrasında sadece sayın başkan ibra olmadı denildi. Benim ibra edilip edilmemem bir şey ifade etmiyor. “İbra edildin, gözün aydın” gibi ifadeler beni kahrediyor. Şu sözlere muhatap olmak bile üzücü. Hicap duyuyorum. Bu işin içinde olan var, olmayan var. Biz böyle bir şeyi hiç hak etmedik. Genel Sekreter olduğumda bütün zamanım kulüpte geçti. Biz o süreci, çay, kahve içerek geçirmedik. Kendi sorumluluk alanımızın dışında da uğraş verdik.
İlişkilerde olduğumuz bankaların genel müdürleriyle konuştuk. 2008 zamanında kriz zamanında kendimle ilgili bir isteğim olmadı, konuşmadım. Ama Beşiktaş’ın menfaati için konuştuk. O anda çaresizlikleri ve durumu anlattık. Beşiktaş için uğraşıyor olmak önemli. Kapıcı da olsan başkan da olsan ne yapman gerekiyorsa yapacaksın. Bu hayat görüşümdür. Senelerce Beşiktaş’a emek verdim. Bütün bunları yaptım. İcra Kurulu Başkanlığı da yaptım. Sayın Çebi gittikten sonra 1 yıl başkanlık yapmıştım. Arkadaşlarla olayları çözümleyici, yönetimin işini kolaylaştıracak şeyleri yapmaya çalıştık.
Fulya’ya bir AVM projesi var. Oradaki emeğimi, oradaki esnafa, çalışanlara sorsunlar. 2,5 yıl cebimden ekstra paralar koyarak uğraştım, emek verdim. Orası enkaz haline gelen bir yerdi. “Burayı ben yapacağım başkanım” demiştim. O da şaşırmıştı. Allah’a çok şükür ki son seçime az bir süre kala bitirmiştik. Oranın, inşaat sırasında kira parası alamadığımız kişilerden para almak için açılış yapmak zorunda kaldık.
Kaçıncı açılış diye sorgulandık. İş neredeyse sahtekâr olmamıza kadar götürüldü. Birinci açılıştı. Kira paralarının tekrar gündeme gelip paramızı almak açısından açılış yapıldı. Kaçıncı açılış denildi. Orada büyük emeklerle getirmiş olduğumuz bir mağazanın açılışı yapılmıştı. Divan Toplantısı’nda perdelerin arkasında inşaat olduğu söylendi. Biz işin normal prosedürünü işlettik. Bunlarla da karşılaştık. İnsanlardan övgü dolu sözler beklerken bunlarla karşılaştık.
Üzerine ibra olayını yaşadık. İbra olup olmamak konusu bende derin yaralar oluşturdu. Bu sorulara muhatap olmamız üzücü. “Benim hiçbir şeyden haberim yoktu” gibi bahanelere sığınmak benim tarzım değil. 2-3 aydır yapılan konuşmalar, Beşiktaş’ın sadece bu işlerle anılıyor olması üzücü. Fikret Orman kendisiyle ilgili cevabı verecektir. Bu anlamda bir şey söylemek istemiyorum. Biz orada, İcra Kurulu ya da yönetimde bundan haberim yoktu demek benim sığınacağım bir şey değil. Sayın Çebi’nin daha önce yardımcılığını yapıyordum. Bütün toplantılara katıldım, Çebi ayrılınca İcra Kurulu Başkanı oldum. Eğer bir suçluluk varsa hepimiz suçluyuz. Fikret Orman’ın attığı imzalardan tüm yöneticilerin haberi vardı.
İbra etmeyenlere, bir de Fikret Orman’a sorular sorsunlar. Bugün açıklama yapmış olma sebebim belli. Takım şampiyonluğa oynuyor. Beşiktaş’ın ciddi para ihtiyacı var. Parayı bulamadığımız zaman ağlama noktasına kadar gelmiştim. İbra etmeyenlerin düşüncesi ve dayandırdığı şeyler, Orman’ın vereceği cevap benim dışımdaki şeyler.
Fikret Orman burada değil. Amerika’dan da konuşmak istemedim. Saatler de uymuyor. O açıdan bir görüşmemiz olmadı. Şu anda yumruk yiyen taraf Fikret Orman. İbra olmama rağmen, ibra konusuyla muhatap olmam, Fulya AVM konusundaki eleştiriler sebebiyle bu kadar üzüldüysem, Fikret Orman’ın da konuşması kadar doğal bir şey olamaz. Bir Beşiktaş aşığı olarak kahroluyorum. Eğer yaptığımız işlerin hukuka uygun olduğunu düşünmesem, kendimi zaten böyle bir hadiseden kurtaramam. Fikret Orman’ın bu süreç sonunda aklanacağını düşünüyorum. Derinden yaralandım.
İstifa sürecinin başlangıcı ya da oturduğu temel, başkanın bizlerle bile paylaşmadan ayrılma nedeni, ‘paralar nerede’ söylemidir. Bu bir hırsızlık iddiası ve lafıdır. AVM’de yaptıklarıma ise sahtekarlık yakıştırması yapıldı. Beşiktaş’ta çok önemli sıkıntılar varken tüm zaman ve mesaimizi harcadık. Böyle bir yakıştırmaya maruz kaldığım için çok üzgünüm. Fikret Orman gelince konuşacağım dedi. Karşı tarafta da ibra etmeyenler, suçlayanlar da açıklama yapar. Ben bu konuda cevap vermek istemiyorum.”