Medicana Ataköy Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü diyetisyen Berna Arslan, yeni yıl sofrasında hem eğlenip hem karın doyurmalık sağlık beslenme önerilerinde bulundu. Arslan, “Gün içerisinde geç yapılmış sağlıklı ve doyucu bir kahvaltı ile güne başlanılabilir. Daha sonrasında protein içeren bir ara öğün yapıp akşam yemeğine daha sakin bir geçiş yapabilirsiniz. Yemeklerinizin pişirme yönteminde kızartma yerine fırınlama, soteleme veya ızgara seçeneklerini seçmenizi öneririm” diye konuştu.
Ana yemekten önce salata, ızgara sebze, zeytinyağlı meze varsa onların tüketilebileceğini ifade eden Arslan, “Masanızda hamur işleri yerine farklı salatalar hazırlayarak çeşitlilik katabilirsiniz. Böylelikle hem kalori dengesi sağlanmış olur hem de kan şekerinizdeki hızlı yükselmelerin önüne geçerek iştah kontrolü sağlamış olursunuz” açıklamasında bulundu.
Yılbaşı menüsünde hindi ve iç pilav varsa ekmek, poğaça, börek gibi alternatiflerden uzak kalmaya çalışmanın faydalı olacağını hatırlatan Arslan, “Eğer menüyü siz planlıyorsanız iç pilav veya pirinç pilavı yerine kinoa, greçka, bulgur pilavını tercih etmek lif yüksekliği ile size daha hızlı tokluğa ulaştırmaya yardımcı olur” ifadelerini kullandı.
Yılbaşı tatlısı olarak şerbetli tatlılardan uzak kalmanın iyi olacağını ifade eden Dyt. Arslan, “Muhallebi, tiramisu gibi sütlü tatlılar veya kaymaksız ayva, kabak tatlısı gibi tercihlerde bulunabilirsiniz. Yemek sonrası çay-kahve kısmına geçmeden midenin sindirmesi için yaklaşık 40-45 dakika beklemek önemlidir. Böylece gece sonuna doğru oluşan aşırı şişlik ve karın ağrısının oluşması önlenmiş olur. Kuru yemişlerde seçici olun. Masum görünen yedikçe yediren kuru yemişler ana yemekte dengeyi sağlamışken oyunu bozabilir. Bu sebeple yiyeceğiniz kadarını avucunuza veya kasenize alın. Fıstık, kaju yerine çiğ fındık, çiğ badem, kabak çekirdeği, beyaz leblebi tercih etmek fazla tuz ve kalori alımınızın önüne geçmeye yardımcı olur” dedi.
B12 eksikliği belirtileri nelerdir? Hangi besinler B12 yönünden zengin
Eğer yılbaşını ev yerine restoranda karşılıyorsanız ordövr tabağınızda sossuz olan mezelerden tercih etmeye özen göstermemiz gerektiğine değinen Dyt. Arslan, “Ara sıcaklarda seçici olun, hepsine evet demeyin, mümkünse yanınızdaki ile paylaşmaya çalışın. Etli ana yemek yanında gelen pilavı yarım porsiyon olarak istemekte fayda var. Yemeğinize mutlaka bir yeşil salata eşlik etmelidir. Sıvı tüketimini yemeklerle beraber değil, daha sonrasında içmeye özen gösterin. Yemek sonrası gelen tatlılarda en sevdiğiniz bir çeşit tatlıyı tercih edin. En önemlisi yemek tercihleriniz ve ne kadar yediğiniz sizin elinizde. Bu sebeple kendi limitinizi kendiniz belirleyin, her ikrama evet demeyin” diye konuştu.
Diyet lifi ya da besinsel lif, bitkisel besinlerin hazmedilmesi mümkün olmayan ve sindirim sisteminden geçerken su absorbe ederek dışkı yapımını kolaylaştıran kısımlarıdır. Diyet lifleri arasında selüloz gibi nişasta olmayan liflerin yanı sıra dekstrinler, inülin, liynin, mumlar, pektinler, betaglukanlar ve oligosakaritler vardır.
Diyet lifleri suda eriyebilmeleri açısından ikiye ayrılırlar. Genelde bütün bitkilerde her iki tür diyet lifi de birlikte mevcuttur. Suda erimeyen diyet lifleri yiyeceklerin tokluk hissini arttırır, dışkıyı yumuşatır ve bağırsaklardan daha çabuk bir şekilde geçmesini sağlar. Kepekli un, mısır, taze fasulye ve patates kabuklarında yüksek miktarda suda erimeyen diyet lifleri bulunur. Suda eriyen diyet lifleri ise vücutta fermentasyona uğrayarak vücuda çok yararlı birçok maddeye dönüşürler. Havuç, kestane, muz, pirinç gibi yiyecekler yüksek oranda suda eriyen diyet lifleri içerirler.